11 Ağustos 2014 Pazartesi

Kitap İncelemesi #22 (Bin Muhteşem Güneş)


 Bin Muhteşem Güneş
  Khaled Hosseini

   Everest Yayınları
Çeviren: Püren Özgören
Özgün Adı: A Thousand Splendid Suns
#Uçurtma Avcısı'nın Yazarından
426 Sayfa - Ciltsiz

  ★    

'' Bu kentin ne çatısını aydınlatan ayları sayabilirsin,
 Ne de duvarların gerisine gizlenen bin muhteşem güneşi. ''

KAPAK:

 Everest Yayınları tarafından yayımlanan kitabın kapağında savaşın getirisi olan onca vahşete, ölüme, acıya, elindeki taş parçasıyla karşı koymaya çalışan, teni kavurucu sıcaktan hasar görmüş bir Afgan çocuğu bulunmakta. 
 Her ne kadar karakterlerle bağdaşmıyor olsa da, Utku Lomlu'ya ait olan tasarımın kitabın ana temasına uygun olduğunu düşünüyorum.

YAZAR HAKKINDA:

 İlk romanı Uçurtma Avcısı ile birçok insanın yüreğine taht kuran Afgan asıllı Hosseini, doğup büyüdüğü topraklarda yaşanan olayları her iki eserinde de anlatırken aynı zamanda şu anda yaşıyor olduğu Amerika'nın ruhunu da kitaplarında bulundurmaktadır.
 İkinci kitabı Bin Muhteşem Güneş'i Afganistan'ın değer görememiş kadınlarına adayan yazar, akıcı dili ve sürükleyici yazım tarzı sayesinde, her koşulda zulüme katlanmak zorunda olan kadınların sorunlarına bizi ortak ediyor. 

Uçurtma Avcısı Yazımı Okumak İçin Tıklayın

KONUSU:

 Meryem, yasak aşkın meyvesi olarak dünyaya gelmiş ve bu damgayı ömrü boyunca taşıyacak olan masum bir çocuktu. 
 Babası her perşembe onu ziyarete geldiğinde içi tarif edilemez bir mutlulukla dolar, gideceği vakit yüreğini hüzün kaplardı.
 Günlerin geçmesini sabırsızlıkla bekler, hemencecik perşembe oluversin isterdi.
 Babası ne zaman birazcık geç kalsa, bir daha hiç gelmeyecek diye ödü kopardı. 
 Annesinin tüm kötü sözlerine rağmen, Meryem Celil'le karşı içinde derin bir sevgi besliyordu. 
 Nana, Meryem'e her seferinde babasının ondan utandığını, sadece gözünü boyayıp susturmak için onunla ilgilendiğini, asla onun gerçek çocukları kadar değerli olamayacağını hatırlatıp duruyordu. Meryem ise annesinin sözlerine ihtimal vermeyip, Celil'in onu gerçekten sevdiğine ve bir gün onu mutlaka kardeşleriyle tanıştıracağına inanmak istiyordu.
 Ve o gün gelip çattığında Meryem çoktan kararını vermişti. Gidip babasının yaşadığı evi görecek, kardeşleriyle oyun oynayacak, annesinin söylediklerinin gerçek olmadığını kendine kanıtlayacaktı. Ve işte yine o günden yıllar sonra bile, Meryem Celil'in evine gitmemiş olsaydı hayatının nasıl şekil alacağını düşünmekten kendini alıkoyamayacaktı.

 Leyla, yaşıtlarının aksine okulda oldukça başarılıydı. Bütün bu zeka gösterileri öğretmen bir babanın kızı olmanın getirisi olsa gerekti. Arkadaşları bile Leyla'nın ileride iyi bir yerlerde olacağına hemfikirlerdi. Ancak savaşın eşlik ettiği hayat onların beklediği gibi gelişmeyecekti.

 Kader birbirinden oldukça farklı bu iki kadının yollarını talihsiz bir noktada birleştirecek ve onları birçok şeyle sınayacaktı.



KİTAP HAKKINDA:

 Bin Muhteşem Güneş, size genç kızların, kadınların, annelerin nasıl kimselerce, göz göre göre değersizleştirildiğini ve yine kimileri tarafından, nasıl itaat etmek üzerine, yaşamlarını sürdürmeleri gerektiğine inandırıldıklarını anlatacak. 
 Erkek egemen bir toplumun ne denli acımasız, şartların erkek ve kadınlar için ne kadar farklı olabileceğini gösterirken, size tüm bunlara göz yummak zorunda bırakılan kadınların hikayelerini sunacak.
 Bu kitap, başınıza ağrılar girmesine, sinirlerinizin gerilmesine ve göz yaşlarınızın akıp gitmesine sebep olurken her şeye rağmen elinizden bırakmanıza engel olacak.

'' Bir toplumun, kadınları eğitimsiz olduğu sürece başarıya ulaşma şansı yoktur. '' 

SONSÖZ:

 Bin Muhteşem Güneş'i geri kalmış ya da kalmaya mecbur bırakılan toplumların kanayan yaralarına ortak olmak isteyen herkese öneririm. Yazarın çok daha popüler olan kitabı Uçurtma Avcısı'nı henüz okumamış olsanız bile Bin Muhteşem Güneş'i kesinlikle en kısa zamanda okumalısınız.


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...