13 Ekim 2017 Cuma

Dar Kapı - Andre Gide | Kitap İncelemesi *111

Dar Kapı
Andre Gide

Timaş Yayınları
Çeviren: Buket Yılmaz
Özgün Adı: La Porte Etroite
#Nobel Edebiyat Ödülü
158 Sayfa - Ciltsiz

★ ★ ★ ★ 

KAPAK:

 Timaş Yayınları'ndan çıkan kitabın kapağında Jerome'un Alissa'ya yazmış olduğu mektuplardan biri resmedilmiş.


YAZAR HAKKINDA:


 Farklı dinlere ve lehçelere sahip anne babanın oğlu olan Andre Gide, yaşamı boyunca hep kendini iki arada bir derede hissetmiş, bu durumun getirilerini sorgulayıp durmuştur. Öyle ki bu karmaşada içine kapanmış ve okul çağlarında derslerinde yeterli başarıyı yakalayamamıştır. Henüz 13 yaşındayken aşık olduğu kuzeni Madeleine sayesinde yaşamın asıl amacını kavramaya ve onu etkileyebilmek adına edebiyatla ilgilenmeye başlamıştır. Evlilikle sonuçlanan ilişkileri kuşkusuz Gide'de birçok şey katmış hatta bunları eserlerine de yansıtmıştır.


KONUSU:


"Dar kapıdan girmeye çabalayın. Çünkü kişiyi yıkıma götüren kapı büyük ve yol geniştir. Bu kapıdan girenler çoktur. Yaşama götüren kapı ise dar, yol da çetindir. Bu yolu bulanlar çok azdır."


 Aşk nedir? Asıl erdemli kişi kimdir? İnsan aşk ve erdemi için nelerden vazgeçebilir?
 Jerome, gerçek aşkı 13 yaşında bulacak kadar şanslıydı. Onu aramasına bile gerek kalmamıştı çünkü hemen yanı başındaydı. Kendisinden 2 yaş büyük olan kuzeni Alissa, İncil'in ona bahşettiği o çok değerli inciye benziyordu. O ise, sahip olduğu her şeyi Alissa'nın uğruna satabilecek kişiydi. 
 Bu sözlerin 13 yaşındaki bir çocuğun kalbi için fazla olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Eğer Jerome'un göğsüne bir kez dokunabilseydiniz ne demek istediğimi anlardınız. Çünkü hepimizin kafesinde doğru insana uçabilmek için kanat çırpan bir kuş vardır. Bazıları özgürlüklerine kavuşurken bazıları sonsuza dek tutsak kalır. Ve inanın Jerome'un kalbi Alissa'dan başkasını istemiyor ona uçabilmek için sabırsızlanıyordu.

KİTAP HAKKINDA:

 Aşkı ve erdemi Andre Gide'in büyüleyici kaleminden okumak... Pastoral Senfoni'yle beni kendine hayran bırakan Andre Gide, Dar Kapı'yla bu hayranlığı bir kat daha arttırdı. Jerome ve Alissa'nın aşkını okurken kelimelerde kendimi ve hissettiklerimi buldum. Birçok cümlede durup düşündüm ve kitap bitmesin diye uğraştım. 

SONSÖZ:

 Dar Kapı'yı kesinlikle öneririm.


                                     


Tüm Hakları Saklıdır.

13 Eylül 2017 Çarşamba

Zirvenin Dibindeki Çocuk - John Boyne | Kitap İncelemesi *110


Zirvenin Dibindeki Çocuk

John Boyne

Tudem Yayınları
Çeviren: Emili İlemre
Özgün Adı: The Boy at the Top of the Mountain
227 Sayfa - Ciltsiz

★ ★ ★ ★ ★ 

KAPAK:

 Tudem Yayınları tarafından basılan kitabın kapağında Berghof'un bulunduğu karlı dağ ve aşağıdaki savaşı simgeleyen tel örgüler yer almakta.




YAZAR HAKKINDA:

 Çizgili Pijamalı Çocuk'la () eleştirmenler ve okular tarafından pek çok övgüye layık görülen John Boyne, Olduğun Yerde Kal'dan () sonra bir kez daha savaşı masum çocukların gözünden anlatıyor ve kalpleri eritmeye devam ediyor.

KONUSU:


 Pierrot'nun babası şavaşta ölmemişti belki ama onu öldüren kesinlikle savaştı. Büyük Savaş sonrasında yenilginin de getirisiyle bunalıma girmiş çok geçmeden alkolün esiri olmuş ve yaptıklarının pişmanlığıyla kendini tren raylarına bırakıvermişti. 
 Annesi geçim derdiyle uğraşırken vereme yenik düşmüş zavallı Pierrot küçük yaşta koca dünyada kimsesiz kalmıştı.
 Pierrot, bir süre Yahudi komşularıyla yaşadı ancak daha sonrasında kimsesizler yurduna gönderildi. Buraya daha yeni yeni alışmaya başlamıştı ki daha önce hiç görmediği halası onu Bergrof'a götürmek için gelmiş hayatını düzene koyabilmeyi umut etmişti. Fakat Pierro, yeni ismiyle Pieter, dağın zirvesindeki hırslarla dolu bu evde Hitler'in nefesini yüzünde hissedecekti.

KİTAP HAKKINDA:

 "Uzun süre hiçbir şey demedi. Ben de o hazır olana kadar beklemeye karar verdim. En sonunda anlatacak bir hikayesi olduğunu söyledi; kalbindeki sevgi ve iyilikle hayata başlayan ama güçlü eklenen bir çocuğun hikayesi. Sonsuza kadar işlediği suçlarla yaşamak zorunda olan, onu seven insanlara zarar vermiş ve ona şevkatten başka bir şey göstermemiş insanların ölümüne sebep olmuş bir çocuğun hikayesi. Adını feda eden ve onu geri kazanmak için ömür harcayacak bir çocuğun hikayesi."

SONSÖZ:

 Zirvenin Dibindeki Çocuk diğer John Boyne kitapları gibi mutlaka okumanız gereken bir hikaye.


John Boyne Zirvenin Dibindeki Çocuk'u Anlatıyor 
(109. sayfayı okuyor)




Tüm Hakları Saklıdır.

5 Eylül 2017 Salı

Başlat - Ernest Cline | Kitap İncelemesi *109

Başlat
Ernest Cline

Dex Yayınları
Çeviren: Taylan Taftaf
Özgün Adı: Ready Plear One
504 Sayfa - Ciltsiz

★ ★ ★ ★ 

KAPAK:

 Dex Yayınları tarafından yeniden ve daha şık bir tasarımla basılan kitabın kapağında gerçek dünyanın üstündeki oyun evreni bulunurken aynı zamanda hikayeyle bütünlük sağlayan mıknatıslı bir anahtar yer almakta.



YAZAR HAKKINDA:

 Ernest Cline'ın akıcı üslubu ve ince eleyip sık dokuduğu olay örgüsü ilk romanı Başlat'ı başarılı kılarken aynı zamanda oyun severler ve geek tayfa tarafından övgüyle bahsedilmesini sağlıyor. 45 yaşındaki yazar 80'lerde çocuk olmanın da getirisiyle o dönemin birçok fenomenini romanında barındırıyor ve yaşıtlarına nostalji yaptırıyor. Başlat'tan sonra yazma serüvenine devam eden Cline, şimdilerde 2018'de vizyona girecek filmle sinema sevenlerin de kalbini çalmaya hazırlanıyor.

KONUSU:


 Wade Watts nam-ı diğer Partizal zamanının çoğunu diğer oyuncular gibi OASIS'te geçiriyordu çünkü OASIS onlara gerçek dünyadan çok daha iyi bir hayat vadediyordu. Ücretsiz olarak bağlanabildiğiniz bu oyun ağında gerçek kimliğiniz dışında hareket edebilir, benliğinizi yeniden oluşturabilir, kendinize yeni bir sanal yaşam alanı yaratabilirdiniz. Sahip olabileceklerinizin sınırsız olduğu OASIS'te yapamanız gereken tek şey vizörü ve dokunmatik eldivenleri taktıktan sonra geriye yaslanıp sanal şölenin keyfini sürmek.
 Kulağa ne kadar hoş gelse de aslında her şey bu kadar basit değildi. En azından OASIS'in programcısı James Halliday'in ölümünden sonra. Halliday vasiyetini bir videoyla tüm dünyaya duyurmuş ve kazanana OASIS'i devredeceği oyun içinde oyunu kamuoyuna sunmuştu. Geriye ipuçlarınından yola çıkarak gizemi çözmek ve 3 anahtarı ele geçirmek kalmıştı. Ve bu zorlu mücadelede yıllar sonra herkesin umudunu kaybettiği anda ilk anahtarı bulan kişi Wade olacaktı. 


KİTAP HAKKINDA:

 Başlat'ı kimler severek okuyabilir? Zamanının çoğunu bilgisayar oyunlarıyla geçiren oyun dünyasını avuçlarının içi gibi bilen geekler, teknolojiye yön veren ve sanal gerçekçilikle ilgilenen programlamacılar, 80'lerde çocuk olup o zamanları özleyenler ve her an isyana hazır distopya severler.
 Siz de yukarıda saydıklarımdan biriyseniz ne duruyorsunuz. Anahtarı kaldırın kitabın kapağını açın ve maceraya başlayın.
READY PLAYER ONE

SONSÖZ:

 Filmi vizyona girmeden kitabı okumanızı öneririm.

Filmin Fragmanını İzlemek İçin Tıklayın







Tüm Hakları Saklıdır.

29 Ağustos 2017 Salı

Tiffany'de Kahvaltı - Truman Capote | Kitap İncelemesi *108

Tiffany'de Kahvaltı
Truman Capote

Sel Yayıncılık
Çeviren: Meral Alakuş
Özgün Adı: Breakfast at Tiffany's
125 Sayfa - Ciltsiz

★ ★ ★ ★ 

KAPAK:

 Sel Yayınları'ndan çıkan kitabın kapağında ikon haline gelmiş Holly Golightly'i canlandıran Audrey Hepburn bulunmakta.




YAZAR HAKKINDA:

 Yazarlığa ve alkole erken yaşta başlayan Truman Capote, eşcinsel yönelimi sebebiyle tepki çekmesine rağmen ABD sosyetesi içinde kendine özel bir yer edindi. Ayrıca çocukluk arkadaşı olan Harper Lee'nin ünlü romanı Bülbülü Öldürmek'teki Dill'i yazarken Capote'dan esinlendiği de bilinmekte. Kendi hayatından izler taşıyan eserleri Sel Yayınları tarafından Türkçe'ye kazandırıldı.



KONUSU:


 Paul Varjak, Holly Golightly ismini ilk olarak posta kutusunda görmüştü. Oysa mahallede onu tanımayan, güzelliğine hayran olmayan, rüzgarına kapılmayan yoktu. Şık ve pahalı giysileri, cilveli konuşma tarzı, cesur eğlence anlayışı, ona özgüvenli çekici bir kadın havası katıyor erkekleri adeta etkisi altına alıyordu. Varjak ise diğerlerinin aksine Holly'nin yalnızlığını, kırılganlığını ve içindeki o masum kızı görebiliyordu.

KİTAP HAKKINDA:

 Tiffany'de Kahvaltı'yı izlediğimde 17 yaşındaydım ve Audrey Hepburn'a hayran olmuştum. Hatta hayranlığım öyle boyuttaydı ki lisedeki kostüm partisinde Holly Golightly olmayı tercih etmiştim. Sevdiğim filmlerin uyarlandıkları kitapları okumaktan keyif aldığım için kitabı alırken hiç tereddüt yaşamadım. Konuya ve karakterlere tanıdık olduğum için beğenmemem imkansızdı ancak beni asıl şaşırtan Truman Capote'un dilini bu kadar akıcı betimlemelerini bu kadar etkileyici bulmam oldu. Bu yüzden en kısa zamanda yazarın bir diğer çok sevilen kitabı olan Soğukkanlılıkla'yı okumayı planlıyorum.    

SONSÖZ:

 Siz de benim gibi filmini çok sevdiyseniz kitabı mutlaka okumalısınız.

Filmin Fragmanını İzlemek İçin Tıklayın



Tüm Hakları Saklıdır.

13 Temmuz 2017 Perşembe

Pastoral Senfoni - Andre Gide | Kitap İncelemesi *107

Pastoral Senfoni
Andre Gide

Timaş Yayınları
Çeviren: Buket Yılmaz
Özgün Adı: La Symphonie Pastorale
#Nobel Edebiyat Ödülü
94 Sayfa - Ciltsiz

★ ★ ★ ★ 

KAPAK:

Timaş Yayınları'ndan çıkan kitabın kapak tasarımını çok güzel bulmama rağmen hikayeyi yansıttığını düşünmüyorum.


YAZAR HAKKINDA:

 Farklı dinlere ve lehçelere sahip anne babanın oğlu olan Andre Gide, yaşamı boyunca hep kendini iki arada bir derede hissetmiş, bu durumun getirilerini sorgulayıp durmuştur. Öyle ki bu karmaşada içine kapanmış ve okul çağlarında derslerinde yeterli başarıyı yakalayamamıştır. Henüz 13 yaşındayken aşık olduğu kuzeni Madeleine sayesinde yaşamın asıl amacını kavramaya ve onu etkileyebilmek adına edebiyatla ilgilenmeye başlamıştır. Evlilikle sonuçlanan ilişkileri kuşkusuz Gide'de birçok şey katmış hatta bunları eserlerine de yansıtmıştır.

KONUSU:


 Papaz, gözleri görmeyen bu öksüz ve hırçın kızla ne yapacağını bilmiyordu. Onu öylece kör talihiyle baş başa bırakıp arkasını dönüp gidemezdi. Daha iyi bir çözüm bulana kadar evinde misafir etmeye karar verdi. Karısının bu durumu hiç de hoş karşılamayacağını biliyordu ancak elinden şu an için başka bir şey gelmiyordu. 
 Gertrude, hiç konuşmuyor, söylenenleri duyuyorsa bile tepki vermiyordu. Ona bu ismi papazın küçük kızı Charlotte vermişti. Ağabey ve ablalarının aksine Gertrude'u ilk andan itibaren benimseyen ve ona her daim sevecen yaklaşan da yine Charlotte'tu.
 Papaz, günün birinde onu ziyaret eden doktordan, bu tip vakaların dünyanın birçok yerinde olduğunu ve gerekli özveri sağlandığında hastaların konuşabildiğini öğrendi. Bunun üzerine çok geçmeden işe koyuldu ve Gertrude'un içinde bulunduğu kabuğu kırmaya, onu yavaş yavaş dışarıya çıkarmaya çalıştı. Tahmin edersiniz ki bu hiç de kolay olmadı. Süreç çok yavaş işlediği gibi kızın ilerleme kat ettiğine dair en ufak bir belirti de yoktu. Asıl çocuklarına bu kadar ilgili davranmadığından yakınan karısı ise fırsat bulduğunda bu durumu yüzüne vurmaktan ve umudunu kırmaya çalışmaktan çekinmiyordu.
 Ancak bir mucize oldu ve Gertrude papazı anladığını belli eder tepkilerde bulundu. Bir süre sonra da konuşabilir hale geldi. Bunun üzerine genç kız papazla birlikte daha fazla vakit geçirmeye ve daha sık gezintiye çıkmaya başladı. Artık eskisi kadar ürkek bir ceylan değil dünyayı yanındaki adamın gözlerinden görmeye çalışan bir kuştu.

KİTAP HAKKINDA:

 Pastoral Senfoni, Andre Gide ile tanışma kitabımdı ve kitabın son sayfasını bitirdiğimde iyi ki böylesine kıymetli bir yazarı tanımışım dedim. Ayrıca son dönemlerde, gerek konusu gerekse yazarın muhteşem kalemi sayesinde beni en çok etkileyen kitap olduğunu da belirtmeliyim. En yakın zamanda yazarın bir diğer kitabı olan Dar Kapı'yı da okumayı planlıyorum.

SONSÖZ:

 Kelimenin tam anlamıyla bayıldım bu yüzden kesinlikle okumanız gereken bir kitap olduğunu düşünüyorum.




Tüm Hakları Saklıdır.

19 Haziran 2017 Pazartesi

İntihar Dükkanı - Jean Teule | Kitap incelemesi *106

İntihar Dükkanı
Jean Teule

Sel Yayıncılık
Çeviren: İsmail Yerguz
Özgün Adı: Le Magasin des Suicides
141 Sayfa - Ciltsiz

★ ★ ★ ★ 

KAPAK:

 Sel Yayınları'ndan çıkan kitabın kapağında karamsar havasıyla İntihar Dükkanı yer almakta.



YAZAR HAKKINDA:

 Fransız yazar Jean Teule bugüne kadar birçok kitap kaleme almış olsa da ilginçtir ki, tahminimce gerek konusunun farklılığı gerekse animasyon filme uyarlanması sebebiyle daha dikkat çekici olacağı düşünülerek ülkemizde yalnızca İntihar Dükkanı yayımlanmıştır. Kendine has mizah anlayışı ve çok yönlü bir bakış açısı olduğu ortaya koyduğu eserden anlaşılan yazarın daha fazla kitabını okumak elbette isterdim.


KONUSU:


 Hayatta başarısız mı oldunuz? İşler yolunda gitmiyor mu? Aksilikler yakanızı bırakmıyor mu? Bu durum sizi bunaltıyor mu? O halde İntihar Dükkanı'na gelin ve size uygun aleti seçin. Eminiz ki bu sefer ölümü başaracaksınız. Üstelik oldukça uygun fiyatlara...
 Hiç intiharı düşündünüz mü? Hayattın yükünü daha fazla kaldıramayacağınızı anlayıp ebedi sonsuzluğa doğru yürümeyi... Peki bu iş için neyi tercih ederdiniz? El örgüsü sağlam bir ip, tek atışlık bir siyah ya da teninize temas eder etmez sizi öteki dünyaya götürecek olan bir zehir... Bütün bunları fazla mı klişe buldunuz? Haklısınız. Belki de bir bilenden mesela Mishima'dan bu konuda yardım alabilirsiniz. Çünkü olur da bir gün İntihar Dükkanı'na uğrarsanız onca seçeneğin arasında o karamsarlıkta karar vermekte zorlanırsınız. 

KİTAP HAKKINDA:

 Hepimizin hayatında çeşitli zorluklar vardır. Kimimiz bunların üstüne gitmeyi tercih eder, kimimiz ise her şeyi zamana bırakıp tüm olumsuzlukların tıpkı bir nehir gibi üzerimizden akıp geçmesini bekleriz. Hayattan umudunu kesenler ve intiharı göze alanlar da yok değil tabi.
 Kendini öldürmenin oldukça sıradan bir durum haline geldiği, insanların karamsarlığa kapıldığı ya da başı sıkıştığı anda İntihar Dükkanı'nın kapısını çaldığı bu kitapta Jean Teule'ün ters psikolojiyle çok keyifli bir eser ortaya çıkardığını düşünmekteyim. 

SONSÖZ:

 İlginç hikayelerden hoşlanıyorsanız İntihar Dükkanı tam size göre.


Filmin Fragmanını İzlemek İçin Tıklayın





Tüm Hakları Saklıdır.

28 Şubat 2017 Salı

Kula - Menis Kumandareas | Kitap İncelemesi *105

Kula
Menis Kumandareas

Yapı Kredi Yayınları

Çeviren: Berin Myisli
Özgün Adı: I Kyria Kula
46 Sayfa - Ciltsiz

★ ★ ★ ★ 



KAPAK:

 Yapı Kredi Yayınları tarafından basılan kitabın kapağında, tren demirine tutunup karşısındaki genç adamı gizlice süzen Kula bulunmakta.


YAZAR HAKKINDA:

  Çağdaş Yunan Edebiyatı'nın önemli yazarlarından biri olan Menis Kumandareas'ın eserleri çeşitli ödüllere layık görülürken, bazıları Yunan televizyonu için filme alınmakla kalmayıp bu alanda da büyük başarılar elde etti. 2014 yılında hayata gözlerini yuman Kumandareas, ayrıca birçok usta yazarın kitaplarını da yaptığı 
çevirilerle Yunancaya kazandırmıştır.

KONUSU:

 Yaşları, amaçları, kaygıları hatta durakları bile birbirinden farklı olan orta yaşlı kadınla henüz yirmilerindeki genç, her akşam Atina'nın kalabalık, bir o kadar da ağır ilerleyen treninde karşılaşırlar. Birbirlerini uzun süredir görmelerine rağmen konuşmakta çekingenlik gösteren her iki tarafın da bu tatlı tesadüfe ayak uydurup ilk kelimeleri söyleyecek cesareti bulmaları aylarını alır. Başlarda sohbetleri havanın durumundan, trenin yavaşlığından, gündelik konulardan öteye gidemese de sonraları aralarındaki samimiyet ilerleyecek, naif fakat ulaşılmaz bir aşka dönüşecektir.



KİTAP HAKKINDA:

 Bazen siz doğru kitabı değil, doğru kitap sizi seçer. Kula, karşıma öyle bir zamanda çıktı ki ilaç gibi geldi, kelimeleri büyüledi. Birçok cümlede durup düşünmemi, gülümsememi, iç çekmemi sağladı. Hayatta güzel tesadüflerin varlığını bir kez daha hatırlattı. Bu yüzden de benim için kıymetli kitapların arasında kendine yer aldı.

SONSÖZ:

 Kahveniz soğumadan bitirebileceğiniz tatlı bir hikaye okumak istiyorsanız Kula'ya mutlaka göz atmalısınız.




Tüm Hakları Saklıdır.

2 Şubat 2017 Perşembe

Talihsiz Serüvenler Dizisi (Kötü Günler Başlarken) - Lemony Snicket | Kitap İncelemesi *104

Talihsiz Serüvenler Dizisi
(Kötü Günler Başlarken)
Lemony Snicket

Doğan Egmont
Çeviren: Nusrettin Elhüseyyni
Özgün Adı: The Bad Beginning
162 Sayfa - Ciltsiz

★ ★ ★ ★ 

KAPAK:

 Doğan Egmont tarafından yayımlanan kitabın kapağında Baudelaire kardeşler ve Kont Olaf bulunmakta.





YAZAR HAKKINDA:

 Daniel Handler, Lemony Snicket mahlasını kullanarak yazdığı 13 kitaplık Talihsiz Serüvenler Dizisi sayesinde adını tüm dünyaya duyurmayı başarırken, Jim Carrey, Meryl Streep, Jude Law gibi usta oyuncuların yer aldığı sinema filmi de gişede rekor kırdı.
 Bunun yanı sıra kitaplar bu yıl televizyon dizisine uyarlanarak daha fazla izleyiciye ulaştı.

KONUSU:



 Size mutlu sonla biten bir hikaye anlatacağımı sanmayın. Eğer niyetiniz yüzünüzü gülümsetecek, sizi biraz olsun neşelendirecek ve iyi vakit geçirmenizi sağlayacak bir kitap okumaksa, elinizdekini derhal bırakın zira bu kitapta mutlu hiç kimse yok. Sizi baştan uyarıyorum çünkü Baudelaire kardeşlerin başına gelenlerden haberdar olmak isteyeceğinizi hiç sanmıyorum. Küle dönüşen bir ev, mirasa konmayı planlayan çılgın bir adam, ne yapacaklarını bilemez haldeki 3 öksüz çocuk... Bunlar ilginizi çekiyor mu sahiden? O halde lütfen alınmayın ancak siz de pek normal sayılmazsınız.
 Az sonra okuyacağınız hikaye (tabi eğer okumakta ısrar ederseniz) anne babalarını yangında kaybetmiş, şimdinin ve geleceğin mucidi Violet, aklını kitaplar ve bilgilerle bozmuş Klaus ve bulduğu her şeyi kemirmeyi kendine görev edinmiş Sunny Baudelaire'in trajikomik yaşamını ele alıyor. Daha önce Kont Olaf ismini duymadıysanız çok şanslısınız fakat üzülerek belirtiyorum ki bu kitapta kendisiyle de tanışacaksınız.


KİTAP HAKKINDA:

 Yıllar önce Jim Carrey'nin başrolünde yer aldığı aynı isimli filmi izlediğimde çok beğenmiş ve sonrasında defalarca izlemiştim. (Sanırım birkaç yüz defa daha izleyeceğim.)
 Serinin kitaplarını ise ne zamandır okumak istiyordum. Dizisinin başlamasıyla benim kitabı satın almamın aynı tarihlerde gerçekleşmesi ise tamamen tesadüf.
 Kötü Günler Başlarken'i ne kadar sevdiğimden bahsetmeme gerek yok. Kitaptaki karakterleri bu kadar içselleştirmemiş olsaydım da eminim çok beğenirdim çünkü yazarın dili kesinlikle muhteşem. Bana kalırsa Talihsiz Serüvenler Dizisi bir çocuğun okuyup okuyabileceği en güzel serilerden biri. Bu yüzden ruhu çocuk olanların da kitabı okuması gerektiğine inanıyorum.

SONSÖZ:

 Baudelaire kardeşlerle henüz tanışmadıysanız çok şey kaçırıyorsunuz demektir.


Filmin Fragmanını İzlemek İçin Tıklayın



Dizinin Fragmanını İzlemek İçin Tıklayın



Tüm Hakları Saklıdır.

22 Ocak 2017 Pazar

Bilinmeyen Adanın Öyküsü - Jose Saramago | Kitap İncelemesi *103

Bilinmeyen Adanın Öyküsü
Jose Saramago

Kırmızı Kedi Yayınları
Çeviren: Emrah İmre
Özgün Adı: O Conto da Ilha Desconhecida
58 Sayfa - Ciltsiz

★ ★ ★ ☆ 


KAPAK:

 Kırmızı Kedi Yayınları'ndan çıkan kitabın kapağında, kitabın içinde de yer alan Birol Bayram'ın desenlerinden biri bulunmakta.

YAZAR HAKKINDA:

 1998 Nobel Edebiyat Ödüllü'nün sahibi olan Portekiz asıllı yazar Jose Saramago, yarattığı kurgular sebebiyle birçok ülkede satış rekorları kitaplara imza atmış olsa da din hakkındaki görüşleri sebebiyle tepki görmüş hatta eserleri Portekiz Hükümeti tarafından sansürlenince çareyi Kanarya Adaları'na taşınmakta bulmuş ve yaşamını orada devam ettirmiştir.
 Ülkemizde de çok beğenilen, aynı zamanda kendine has düz yazı tekniği sebebiyle anlam karmaşasına sebep olduğu gerekçesinden ötürü biraz ön yargıyla yaklaşılan eserleri Kırmızı Kedi Yayınları tarafından okurlarla buluşturulmuştur.



KONUSU:

 Bir gün bir adam, armağan kapısıyla ilgilenmekten dilek kapısına vakit ayıramayan bencil Kral'dan bir istekte bulunur. O kapısını çaldı diye Kral'ın yerinden kalkacak hali yok ya üstten aşağıya emri iletilir. Bu emir zincirdeki son halka temizlikçi kadınınsa kapıyı aralamaktan başka çaresi kalmaz. 
 Kadın kapıyı açar açmasına ancak adam Kral'la görüşmek istediğini söyler. Daha önce böyle bir istekle karşılaşmamış olan kadın ise adamın cesaretine hayranlık duyar. Kral'a bu isteği iletmek de, kabul etmesini beklemek de öyle kolay olmaz. Adam 3 gün 3 gece sıcak soğuk yağmur çamur demeden kapının önünden ayrılmaz bunun üzerine Kral da kendi çıkarlarını göz önünde bulundurarak ne istediğini ve niyetini sorar.
 Bir tekne istemektedir adam. Bilinmeyen adayı bulmak için sağlam bir tekne... Bilinmeyen ada da neresi? der hayretle Kral. Adamın yanıtı ise gecikmez. Biliyor olsaydım ismi bilinmeyen ada olmazdı. 

KİTAP HAKKINDA:

 Bilinmeyen adaın, aşkın öyküsü...
Jose Saramago'dan daha önce Körlük kitabını okumuş ve çok sevmiş biri olarak Bilinmeyen Adanın Öyküsü'ne de beklentilerle başladığımı itiraf etmeliyim ancak beklentilerim kitabın distopik özelliğinin daha yoğun olduğu yönündeydi ve içinde aşk bulmak beni hem şaşırttı hem de sevindirdi. Kitapla ilgili tek sevmediğim şey ise çok ama çok kısa oluşuydu. Bitirdiğimde keşke daha uzun bir öykü olsaydı da Saramago'nun kurgusunu daha fazla okuyabilseydik dedim.

SONSÖZ:

 Bilinmeyen Adanın Öyküsü, Jose Saramago okumaya başlamak için güzel bir tercih olabilir.


Tüm Hakları Saklıdır.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...