31 Ekim 2016 Pazartesi

Alice Harikalar Diyarında - Lewis Carroll | Kitap İncelemesi *98

Alice Harikalar Diyarında
Lewis Carroll

Yakamoz Kitap
Çeviren: Saime Kara
Özgün Adı: Alice's Adventures in Wonderland
#Çok Satanlar
146 Sayfa - Ciltsiz

 ☆ ☆ ☆ 

KAPAK:

 Yakamoz Kitap tarafından inanılmaz tatlı bir kapakla yayımlanan ve Alice'in 2 macerasını aynı anda barındıran kitapta çizimler de yer alıyor. Tasarımla ilgi sevmediğim şey ise alerjimde ötürü parfüm kokusu oldu ki bu durum kitabı okurken beni oldukça rahatsız etti.





YAZAR HAKKINDA:

 Asıl mesleği matematikçilik olan ve Alice Harikalar Diyarı'nda kitabı ile edebiyat konusunda da birçok kişi tarafından takdir edilen İngiliz yazar Lewis Carroll'un çok "farklı" bir hayal gücü olduğunu ortada.
 Öyle ki kitabı okuduktan sonra yazarın psikolojik bir rahatsızlığının (burada John Nash'i anmadan geçemeyeceğim) ya da madde bağımlılığının olduğunu düşünmeden edemedim.
 En son Patrick Süskind'in Koku kitabını okurken kim bu kadar deli fanteziler kurabilir demiştim beterin beteri varmış bunu da öğrendim.

KONUSU:


 Ablası kitap okuduğu sırada Alice onun yanında oturuyor ve yapacak daha eğlenceli şeyler arıyordu. Hava öylesine sıcaktı ki kalkıp papatya toplayacak enerjiyi bile kendinde bulamıyordu. Tam o esnada yanından soluk soluğa koşarak geçen tavşanı fark etti. Bir yerlere geç kaldığı her halinden belliydi. Cebinden çıkarttığı saate bakmak için duraksadı sonrasında yoluna aynı hızda devam etti. Alice gözlerine inanamamıştı. Ömründe ilk kez kıyafet giyen ve yanında saat taşıyan bir tavşan görmüştü. Yerinden fırladığı gibi beyaz tavşanı takip etmeye başladı. Çok geçmeden bir tavşan deliği gördü ve nereye ulaşacağını hesaplamadan atladı. O tavşan deliği bambaşka dünyalara açılacak burada Alice'i çok ilginç maceralar karşılayacaktı.

KİTAP HAKKINDA:

 Alice'i oldum olası sevmemişimdir. Öyle ki Tim Burton'ın uyarladığı filmler bile beni yeterince etkileyemedi (ki Charlie'nin Çikolata Fabrikası kuşkusuz en sevdiğim filmdir) Buna rağmen Yakamoz Kitap'ın yayımlamış olduğu dünya tatlısı kitabı görünce ve herkes hem kitabı hem de filmlerini çok beğenince belki doğru zamandır deyip okumaya başladım.
 Çocuk kitaplarını okuyan ve bundan keyif alan biri olarak bu kitabı çocuk kitapları kategorisinde değerlendirmenin çok yanlış olacağını düşünüyorum. Birbirinden kopuk olaylar ve anlaşılmaz diyalogların yer aldığı bir kitabın çocukların üstesinden gelebileceğini bir şey olduğunu sanmıyorum.
 Garip hikayelerle hiçbir sorunum yok hatta bu tür hikayeler zaman zaman ilgimi de çekebilir (Oz Büyücüsü bu konuda favorim) fakat ben garipliğin içinde bir parça da olsa mantık olmasından yanayım. Yazarın "mantıkçı" sıfatıyla nitelendirilmesini bu sebeple anlayabilmiş değilim.
 Her kitap elbette mesaj içermek zorunda değil ancak eğer içeriyorsa da benim bu mesajı alabildiğim söylenemez.
 Alice ile ilgili eleştirilere göz attığımda yazarın pedofili olduğuyla ilgili birçok rivayetle karşılaştım ancak bu söylentilere katılmıyorum. Ben ise psikolojik bir rahatsızlığın da isim annesi olan Alice'in yaratıcısı Lewis Carroll'un ruhsal durumundan şüpheleniyorum.

SONSÖZ:

 Alice'i seviyorsanız okuyabilirsiniz ama ben bunun yerine filmlerini izlemenizi tavsiye ederim.


Tüm Hakları Saklıdır.

27 Ekim 2016 Perşembe

Isla ve Mutlu Son - Stephanie Perkins | Kitap İncelemesi *97

Isla ve Mutlu Son
Stephanie Perkins

Yabancı Yayınları
Çeviren: Aslı Tümerkan
Özgün Adı: Isla and the Happily Ever After
#Çok Satanlar
328 Sayfa - Ciltli

★  ☆ ☆ 

KAPAK:

 Yabancı Yayınları tarafından orijinal tasarımıyla yayımlanan kitabın hem dış hem de iç kapağını çok beğendim.


YAZAR HAKKINDA:

 Anna and The French Kiss serisiyle ilgi odağı olan ve renkli kişiliğini kitaplarına da yansıtmayı başaran yazarın, şimdiye kadar ülkemiz de Lola ve Komşu Çocuk - Isla ve Mutlu Son (Yabancı) ve Pariste Aşk (Arunas Yayıncılık) olmak üzere 3 kitabı yayımlandı.



KONUSU:

 Isla 3 yıldır Josh'tan hoşlanıyordu. Bunu en yakın arkadaşı Kurt, ablası Gen, huysuz kardeşi Hattie ve birkaç arkadaşından başka bilen yoktu. Josh ise ya bunun farkında değildi ya da öyleymiş gibi davranıyordu.
 Kısmet'te karşılaştıkları o gece Isla bir şeylerin farklı olacağını düşünmüş, günlerce Josh'tan bir haber beklemiş, bir gelişme olmayınca umudu giderek azalmıştı. Ta ki okul başlayıncaya kadar.
 Josh'ın da kendisinden hoşlandığını anlayan, onunla hayatının hiçbir döneminde olmadığı kadar iyi vakit geçiren ancak buna rağmen Josh'ın eski sevgilisini düşünmekten kendini alıkoyamayan ve aklının bir köşesinde hep soru işareti olan Isla, bu süreçte kendi geleceğiyle ilgili önemli kararlar verip mutlu sona ulaşmaya çalışacaktır.


KİTAP HAKKINDA:

 Genç Yetişkin türünü sevmeyen biri olarak bu türde kitaplar okumaktaki ısrarım popülariteden kaynaklanıyor olsa gerek. Isla ve Mutlu Son okuyan herkes tarafından o kadar çok övüldü ki ben de kitaba tatlı bir aşk romanı okumak umuduyla başladım. Yazarın dilinin akıcı olduğu su götürmez bir gerçek ancak anlatılan ele alınan aşkın bana tam anlamıyla hitap ettiği söylenemez. 
 Kitaptaki Kurt karakterini çok değinilmemiş olmasa da sevdim asıl oğlan Josh'ın çizgi roman fikrine ise bayıldım. Isla'la başlarda pek yakınlık kuramasam da sonlara doğru hissettiklerine ortak olabildim.


SONSÖZ:

 Bu türün okuyucusuysanız Isla ve Mutlu Son'u beğenebilirsiniz.


Tüm Hakları Saklıdır.

24 Ekim 2016 Pazartesi

Deadpool Deadpool'u Öldürüyor | Çizgi Roman İncelemesi

Deadpool Deadpool'u Öldürüyor

Yazar: Cullen Bunn
Çizer: Salva Espin

JBC Yayıncılık
Çeviren: Cenk Könül
Özgün Adı: Deadpool Kills Deadpool
96 Sayfa - Ciltsiz

★ ★  ☆ 

"Sonsuz Deadpool'lar Krizi..."



KAPAK:

 Mike Del Mundo tarafından çizilen muhteşem kapakta, Deadpool'un kan isteyen versiyonunun hedefindeki Dogpool, 616 Evren'indeki Deadpool, Ladypool ve Pandapool bulunmakta.
 Ayrıca kitabın sonunda yer alan ve Mark Brooks'un kaleminden çıkan alternatif kapağı da çok sevdim.


(Orijinal Kapak  - Alternatif Kapak)

ÇİZİMLER ve RENKLENDİRME:

 Salva Espin'in çizimleri alışık olduğumuz çizgi roman çizimlerine çok yakın bu sebeple genel hatlarıyla beğendim. Renklendirmede ise göz alıcı tonlar seçilmiş ki tahmin edeceğiniz üzere kırmızı bir hayli yoğunlukta.





KONUSU:

 Deadpool'un katliam meraklısı muadili Marvel karakterlerini yok edip, edebiyat evrenini altüst ettikten sonra, her şeyin farkında olan tek varlık olduğunu kavrar ve bunun üzerine çoklu evrenlerdeki tüm versiyonlarını öldürmeye karar verir. Ancak bu yıkımı engellemeye çalışan Pandapool, Dogpool, Kidpool, Ladypool gibi üyelerden oluşan Deadpool Birliği iyi taraftaki Deadpool'la birlikte mücadele etmeye hazırdır.



KİTAP HAKKINDA:

 Killogy serisinin 3. cildi Deadpool'un çılgınlık sınırını zorlayan bir kitap olmuş. Konuya ya da detaylara takılmayıp olayı akışına bırakarak okursanız daha çok keyif alacağınızı düşünüyorum. Birçok Deadpool tipi gördüğümüz kitapta (Çoklu evren anlayışı gerçekten acayip) en çok Ladypool'u sevdiğimi ve diğer Deadpool çizgi romanlarında da zaman zaman görmek istediğimi belirtmem gerek.



SONSÖZ:

 "Şuraya oturup ne bileyim birkaç Chimichanga yesek ve bu olayı aramızda halletsek olmaz mı?"


Tüm Hakları Saklıdır.

Deadpool İntihar Kralları | Çizgi Roman İncelemesi

Deadpool İntihar Kralları

Yazarlar: Mike Benson / Adam Glass
Çizerler: Carlo Barberi (İntihar Kralları) / Shawn Crystal (Ölüm Oyunları)

JBC Yayıncılık
Çeviren: Cenk Könül
Özgün Adı: Suicide Kings
152 Sayfa - Ciltsiz

★ ★  ☆ 



KAPAK:

 JBC Yayıncılık'ın bastığı ciltte asıl hikaye İntihar Kralları'nın yanı sıra, Ölüm Oyunları isimli kısa bir hikaye de yer alıyor. Kitabın kapağı içinse Ölüm Oyunları'nın varyantı seçilmiş ki ben İntihar Kralları'nın kapaklarının dış kapak için kullanılmasını tercih ederdim. 

ÇİZİMLER ve RENKLENDİRME:

 Carlo Barberi'nin çizimlerini bir hayli sevdim ancak aynı şeyi ne yazık ki Ölüm Oyunları'nın çizeri Shawn Crystal için söyleyemeyeceğim. Barberi'nin detaycılığının yanında Crystal'ın sade çizimi çok basit durmuş. Renklendirme de ise kırmızı başta olmak üzere göz alıcı tonlar seçilmiş.



KONUSU:


 Conrad, Tomstone'a olan borcunu ödemeyince paralı asker ilanı verip Deadpool'u tutmaya karar verir. Ödenecek paranın miktarını görünce gözleri yuvalarından fırlayan ve vakit kaybetmeden işe koyulan Deadpool ise ona kurulan tuzağı geç fark edecektir.  Masum insanların öldürülmesinden sorumlu tutulan ve vatan haini ilan edilen Wade Wilson'ı yakalamak için Punisher kolları sıvarken Daredevil'in, Deadpool'un suçsuzluğuna inanmasıyla işler daha da kızışır. Spiderman'in olaya karışması ise işin tuzu biberi olur.



KİTAP HAKKINDA:

 Daredevil sever biri olarak Team Red'in olduğu bir çizgi romanı okumak benim için çok keyifliydi. Daredevil ciddi ve mantıklıyken, Deadpool'un alaycı ve fevri olması mükemmel bir uyum sağlamalarına sebep olmuş. Ayrıca Spiderman ile olan laf dalaşı da kitaptaki en sevdiğim kısımlardandı. Ölüm Oyunları ise hem çizim hem de hikaye bakımından ilgimi çekmeyi başaramadı.



SONSÖZ:

 Marvel'ın sevilen karakterlerinin bir arada olduğu eğlenceli bir çizgi roman arıyorsanız İntihar Kralları doğru tercih olabilir.






Tüm Hakları Saklıdır.

22 Ekim 2016 Cumartesi

Cinder - Marissa Meyer | Kitap İncelemesi *96

Cinder
Marissa Meyer 

Artemis Yayınları
Çeviren: Deniz Arı
Özgün Adı: The Lunar Chronicles #1 / Cinder
#Çok Satanlar
417 Sayfa - Ciltsiz

★ ★  ☆ 




KAPAK:

 Artemis Yayınları'nın orijinale yakın bir tasarımla yayımladığı kitabın kapağında Cinder'ın kırmızı pabuç içindeki metal ayağını görebilmek mümkün.


(Orijinal Kapak)




YAZAR HAKKINDA:

 Ay Günlükleri Serisi (The Lunar Chronicles) ile hem Türkiye'de hem de dünyada adından sıkça söz ettiren ve çok satanlar arasındaki yerini uzun süre koruyan Marissa Meyer'in ilk romanı Cinder birçok okur tarafından çok beğenildi. Bunun yanı sıra serinin devam kitabı ülkemizde merakla beklendi.





KONUSU:

 Veba virüsünün kol gezdiği ve insanların salgın sonucunda küle dönüştüğü Yeni Pekin'de insanlar ve androidler bir arada yaşamaktadır. 
 Ülkenin en iyi mekanik ustası Cinder da geçirdiği kazadan sonra yaşamına sayborg olarak devam etmeye başlar ancak tepki çekmemek adına bu durumu herkesten gizlemeye kararlıdır. 
 Kralın hastalığa yenik düşmesi ve Ay Kraliçesi Levana'nın Prens Kai'yi -aynı zamanda dünyayı- ele geçirmeyi istemesi üzerine Cinder kendini kaosun içinde bulacak ve geçmişiyle yüzleşmek zorunda kalacaktır. 

KİTAP HAKKINDA:

 Cinder'ı en son okuyan insan olabilirim ve bu süreçte hakkında o kadar çok övgü duydum ki beklentilerim de buna bağlı olarak arttı haliyle.
 Külkedisinin yeniden uyarlanması olan kitabın konusunun özgün olduğu aşikar ancak içerisinde o kadar çok fantastik ve bilim kurgu ögesi barındırıyordu ki okurken bir ara "keşke yazar bu kadar karmaşa yaratmasaymış" dediğim oldu. Aylılar, dünyalılar, sayborglar, androidler, hastalıklılar derken tüm kitap türlerini aynı anda okuyormuş hissine kapıldım ve bu bana aşırı geldi. Kitabı beğenmedim diyemem ama beklentilerimi karşıladığı da söylenemez. Kısacası yazarın teşekkür kısmında da söylediği gibi çılgın bir fikir olduğunu düşünüyorum.

SONSÖZ:

 İlginç bir kitap okumak istiyorsanız Cinder'a şans verebilirsiniz.

Cinder'ın Tanıtım Filmini İzlemek İçin Tıklayın



Tüm Hakları Saklıdır.

12 Ekim 2016 Çarşamba

Piyon - Aimee Carter | Kitap İncelemesi *95

Piyon
Aimee Carter

Ephesus Yayınları
Çeviren: Melda Dinçel
Özgün Adı: Pawn 
#Çok Satanlar
379 Sayfa - Ciltli

★ ★  ☆ 



KAPAK:

 Ephesus Yayınları tarafından orijinal tasarımıyla yayımlanan kitabın kapağı çok beğenmemin yanı sıra göz bebeğindeki III simgesinin unutulması dikkatimden kaçmadı.




YAZAR HAKKINDA:

 Tanrıça serisi ile ülkemizde de çok sevilen Aimee Carter'ın distopya türündeki yeni serisinin ilk kitabı Piyon yayımlandığı andan itibaren büyük ilgi topladı.  
 Birçok kişi tarafından beğenilen Piyon benim de yazarla tanışma kitabım oldu aynı zamanda.


KONUSU:

 Kitty Doe sınava girmeden önce IV olabilmeyi umuyordu. IV olmaktan başka şansı yoktu. Okumayı bilmiyor olmasının ensesine III damgasının basılmasına neden olacağını ise tahmin edemiyordu. 
 Erkek arkadaşı Benjamin'in sınava girmesine 1 ay vardı. Bu süreçte tek yapması gereken ona verilen görevden bir şekilde kurtulup zamanın hızla akmasını dileyerek saklanmaktı. Ancak işler pek de planladığı gibi olmadı.
 Gözleri sayesinde başkanın yeğeni Lila Hart'ın yerine geçecek ve kendini entrikaların ortasında bulacaktı.


KİTAP HAKKINDA:

 Distopya sever biri olarak Piyon'u çok merak ediyordum ve ilk fırsatta okudum. Kitabın başlarında bir parça da olsa hayal kırıklığına uğradığımı belirtmeden geçmeyeceğim. Bana kalırsa Piyon konu itibariyle ilgi çekiciydi ancak gerçekçilik ve kurgu açısından bazı eksikleri vardı. Ayrıca yazarın karakterleri derinlemesine anlattığını da düşünmüyorum. Bunların dışında oldukça akıcıydı ve eğer işiniz yoksa bir günde bitirebilirsiniz. Kitabın sonları ise başlarına oranla daha tatmin ediciydi bu yüzden de ikinci kitabı merak ediyorum.

SONSÖZ:

 Distopya okumaya yeni yeni balşıyorsanız Piyon'a şans verebilirsiniz.


 Piyon Kitabının Fragmanını İzlemek İçin Tıklayın





Tüm Hakları Saklıdır.

4 Ekim 2016 Salı

Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu - Stefan Zweig | Kitap İncelemesi *94

Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu
Stefan Zweig

İş Kültür Yayınları
Çeviren: Ahmet Cemal
Özgün Adı: Brief Einer Unbekannten
55 Sayfa - Ciltsiz

★ ★ ★  

"Ve insanların arasında yalnız kalmaktan daha korkunç bir şey yoktur."

KAPAK:

 Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından yayımlanan kitabın kapağında acısını, sevdiği adama içini dökerek azaltmaya çalışan bir kadın resmedilmiş.


YAZAR HAKKINDA:

 1881'de Viyana'da dünyaya gelen Yahudi asıllı Stefan Zweig, çocukluğundan beri daima edebiyata ilgi duydu.
 Şiirden, biyografiye kadar birçok türde eser veren ve kaleme aldıklarıyla adından sıkça söz ettiren Zweig, son dönemlerde Avrupa'nın gidişatından tedirgin olmaya başlamış, politik olarak ikilemde kalmış, kendi geleceğinden de emin olamamıştır.
 Öyle ki Reichstag yangınından kısa süre sonra konuştuğu yardımcısına, kitaplarının artık Almanya'da yayımlanabileceğinden kuşku duyduğunu söyler ve çok geçmeden eserleri 10 Mayıs 1933'te yakılanlar arasındaki yerini alır.
 Bu olaylar üzerine karamsarlığa kapılan yazar 1942'de eşi Lotte ile birlikte yaşamına son vermeye karar verir ve yatağında hayata gözlerini yumar.


KONUSU:


 Oğlunu kaybettikten hemen sonra kurtuluşu, çok sevdiği, yıllardır içinde gizlediği, her şeyiyle ait olduğu ancak buna rağmen onu asla tanımayan adama mektup yazmakta bulan kadın titreyen elleriyle bir bir sıraladı kelimeleri.
 Ona her şeyi -onu gördüğü andan bu güne kadar yaşadığı her şeyi- anlatmak istedi fakat önündeki sayfalar buna yetmezdi. 
 Mum ışığında anılarını tazeledi. Pişman değildi. Eline bir fırsat daha geçse yine aynı şeyleri yapacağından emindi. 
 Taptığı adam kim bilir bunları okurken ne düşünecekti. Mektubun o öldükten sonra eline geçecek olması tek sevinciydi.

KİTAP HAKKINDA:

 Zweig'tan ilk olarak Satranç kitabını okumuştum ve yazarın yaşamını bilmeyen biri bile eminim ki veda niteliğinde olan kitaptaki karamsarlığı hemen kavrayacaktır.
 Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu ise yine umutsuzluğu konu alırken Satranç'tan oldukça farklı bir anlatım içeriyor. 
 55 sayfalık kitaba, hüzünlü ancak bir o kadar da tutkulu bir aşkı sığdırmayı başaran yazar, platonik aşkın pençesine düşmüş bir kadının duygularına bizi yakından tanık etmekle kalmıyor aynı zamanda hikayeye kendinizi kaptırmanızı da sağlıyor.
 Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu'nu diliniz damağınız kurumuşken içtiğiniz bir bardak soğuk suya benzetmek mümkün. Susuzluğunuzu gidermeye yetmese de tatmin edici...

SONSÖZ:

 Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu'nu okumanızı kesinlikle öneririm.


Tüm Hakları Saklıdır.

2 Ekim 2016 Pazar

Eylül Ayında Okuduklarım | 2016

Eylül Ayında Okuduklarım 

1) Boğulmamak İçin  - George Orwell
2) Taç - Kiera Cass
3) Hitler Oyuncağımı Çaldı - Judith Kerr
4) Canavarın Çağrısı - Patrick Ness
5) Fantastik Whipple Ailesi - Matthew Ward
6) Deadpool İntihar Kralları





Tüm Hakları Saklıdır.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...