31 Ekim 2014 Cuma

Okuduklarım #5 (Ekim/2014)

Ekim Ayında Okuduklarım

  • Bin Yüz Beş
  • Aldatmak
  • Alaska'nın Peşinde
  • Satranç
 Herkese merhaba. Bugün sizlerle Ekim ayında okuduğum kitaplar hakkındaki kısa yorumlarımı paylaşacağım.

 Koca bir ay daha sür'atle geçti ve ben bu süreçte üniversitenin de etkisiyle yalnızca 4 kitap okuyabildim. 

 Bunun yanı sıra, okuma şenlikleri sayesinde benim için inanılmaz derece keyifli bir aydı Ekim ayı.

 Şenliklerde bana eşlik eden tüm kitap severlere kıymetli yorumlarını benimle paylaştıkları için çok teşekkür ederim. 

 Gelelim okuduğum kitaplara. 

★ ★ ★ 

 Bin Yüz Beş, bu ay içinde okuduğum ve inanılmaz derecede başarılı bulduğum bir roman oldu.
 Yazarın ilk kitabı olmasına rağmen gerek konu gerekse işleyiş biçimi açısından bence birçok bilindik yazara taş çıkaracak türdendi.
 Her ne kadar tarihi bir roman olması ve bunun getirisi olarak Murat Turan'ın süslü bir dil kullanması kimi yerlerde bir cümleyi birkaç kere okumama sebep olsa da, bu denli ustaca yazılmış bir romanı elimden bırakmak istemedim.




                              ★ ★

 Ekim ayındaki ilk okuma şenliğinde kitap dostlarım ile okuduğum Aldatmak, konu itibariyle ilgimi çekse de ne yazık ki kitapta aradığımı bulamadım.
 Yazarın basit dili ve bölümlerin kısa olması sebebiyle kolay okunan kitap, bende yazarın piyasa odaklı yazmış olduğu bir roman izlenimi yarattı.
 Birçok kişinin de benimle aynı fikirde olduğunu öğrenmek kitabın yetersizliğini gözler önüne seriyor.




                                ★

 Gel gelelim ikinci şenlik kitabımız Alaska'nın Peşinde'ye.
 Şenlik öncesi yaptığım oylamada büyük bir çoğunluk alırken, yapılan tüm olumsuz yorumlara rağmen Alaska'nın Peşinde için ümitlenmiştim ancak çok geçmeden hayal kırıklığına uğradım.
 Aynı Yıldızın Altında ile beğenimi kazanan yazar aynı şeyi Alaska'nın Peşinde ile sağlayamadı ne yazık ki.
 Gerek konu gerekse konunun işleyişi bakımından yetersiz bulduğum kitabı, beğenenleriniz de çıkacaktır elbette.


                              ★ ★ ★ 

 Stefan Zweig'in yaşamına son vermeden önce kaleme aldığı satranç, yazarın o dönemler düşmüş olduğu bunalımı da özetler nitelikte bir kitap.
 Birbirinden farklı iki karakteri okuyucuyla buluşturan yazar, Dr. B'nin sabırsızlığı ve Mirko Czentovic'in yavaşlığı sayesinde sizin de sinirlerinizin gerilmesine neden olacak.
 Hitler rejimine karşı bir tepki niteliğinde olan bu kısa öyküyü hemencecik okuyacaksınız.

Satranç Yazıma Ulaşmak İçin Tıklayın

 Benim Ekim ayı boyunca okuduğum kitaplar bu şekildeydi. Umarım yeterince faydalı bir yazı olmuştur. Bir sonraki yazımda buluşuncaya dek kendinize iyi bakın.

                                            

30 Ekim 2014 Perşembe

Kitap İncelemesi #34 (Satranç)

        Satranç
  Stefan Zweig

    Can Yayınları
Çeviren: Ayça Sabuncuoğlu
Özgün Adı: Schachnovelle
  #Dünya Klasikleri
  71 Sayfa - Ciltsiz

    ★ ★ ★ ☆ ☆

'' Bir oyun daha? ''

KAPAK:

 Can Yayınlarından çıkan kitabın kapağında, bir odada yalnızlıktan çıldırmak üzere günleri sayarken satrançla biraz olsun kendine gelen ve ardından daha büyük bir ruhsal bunalıma düşen Dr.B. resmedilmiş. Ayrıca ağız çizilmeyerek D.B.'nin nasıl kimselerce konuşma özgürlüğünden mahrum bırakıldığı da bu tasarım sayesinde gayet iyi bir biçimde ifade edilmiş.


YAZAR HAKKINDA:

1881'de Viyana'da dünyaya gelen Yahudi asıllı Zweig, çocukluğundan beri daima edebiyata ilgi duydu.
 Şiirden, biyografiye birçok türde eser veren yazar, Satranç adlı kitabında, 1934'te Gestapo'nun villasını basıp onu ülkesini terk etmeye zorlamasının getirisi olan duygularını da bir biçimde yazıya dökmüş oldu.
 Avrupa'nın gidişatını iyi görmeyen yazar politik olarak ikilemde kalmış, kendi geleceğinden de emin olamamıştır.
 Öyle ki Reichstag yangınından kısa süre sonra konuştuğu yardımcısına, kitaplarının artık Almanya'da yayınlanabileceğinden kuşku duyduğunu söyler ve çok geçmeden Zweig'in de kitapları 10 Mayıs 1933'te yakılan eserler arasındaki yerini alır.
 Zweig'in bu geride bıraktığı son kitabı aynı zamanda bir veda niteliğindedir çünkü 1942'de eşiyle birlikte yaşamına son vermiştir.

KONUSU:


 Dünya şampiyonu Mirko Czentovic, bir yandan New York'tan Buenas Aires'e doğru yolculuk yapıyor, bir yandan da daima yanında taşıdığı satranç takımı ile yeni hamleler üzerine alıştırma yapıyordu.
 Gemide bir dünya şampiyonunun olduğunu öğrenen yolcular Czentovic ile satranç oynamak isterler. 
 Yüksek bir ücret karşılığı oynamayı kabul eden Czentovic, kendine o kadar güveniyordur ki herkese karşı oynamayı önerir.
 Başlarda güveni yersiz değildir ancak sonraları en az kendisi kadar iyi satranç oynayan bir yolcuyla karşılaşacak ve Dr.B.'nin hikayesi tam da burada başlayacaktır.

KİTAP HAKKINDA:

 Stefan Zweig'in hayatından ögelerde bulunduran 70 sayfalık bu eser, size birbirine oldukça zıt olan Mirko Czentovic ve Dr.B.'nin hikayelerini sunacak.
 Dr.B'nin sabırsızlığını ve Mirko Czentovic'in yavaşlığını okurken, yazarın ikilemlerini ve düştüğü ruh halini anlayacaksınız.
 Hitler rejiminin getirilerinden yakınan bu kısa öyküyü kısa sürede okuyacaksınız.

SONSÖZ:

Satranç, kesinlikle kitaplığınızda bulunması gereken kitaplardan.


 


24 Ekim 2014 Cuma

Kitap İncelemesi #33 (Alaska'nın Peşinde) | Okuma Şenliği |


Alaska'nın Peşinde

John Green

Pegasus Yayınları
Çeviren: Banu Talu
Özgün Adı: Looking For Alaska
#Çok Satanlar
317 Sayfa - Ciltsiz

            ★ ☆ ☆ ☆ 

 " O gece gitmesine izin vermiştim çünkü bana gitmek istediğini söylemişti. "

KAPAK:

 Pegasus Yayınları tarafından orijinal tasarımlarımlarından biriyle ciltli şekilde satışa sunulan kitabın kapağı, Alaska'nın sigara dumanının yükselmesiyle bütünleşmiş.



YAZAR HAKKINDA:

 Aynı Yıldızın Altında ile adından hem edebiyat hem de sinama dünyasında sıkça söz ettiren yazar John Green, Alaska'nın Peşinde kitabı ile New York Bestseller'lar listesinde zirvedeki yerini almakla kalmayıp, Michael L. Printz ödülüne de layık görülmüştür.
 Kitapta kendinden de parçalar bulunduran yazarın kardeşi Hank Green'le birlikte çeşitli videolar yayınladığı bir YouTube kanalı da bulunmaktadır.

Vlogbrothers Kanalına Ulaşmak İçin Tıklayın


KONUSU:


 Ailesinden uzakta bir yatılı okulda öğrenim görmeye başlayan Miles Halter, aynı zamanda bu yeni yerde "Büyük Belki"sini bulacağını ümit ediyordu.
 Şimdiye kadar pek arkadaş edinmememiş olan Miles, Creek'te yeni dostlar kazanacaktı.
 Uzun ve sıska oluşundan dolayı oda arkadaşı Albay ona Tıknaz adını takmıştı. Başlarda bu ironiyi garipsese de sonraları alışacaktı.
 Zamanla alışacağı bir diğer şey ise Alaska'nın tutarsız davranışları olacaktı.

 
KİTAP HAKKINDA

  Lise çağındaki karakterleri işleyen kitap, gerek konu gerekse işleniş biçiminden sizi bir parça da olsa hayal kırıklığına uğratabilir.
 John Green'in 2 kitabını okumuş ve kitapları okuyan birçok kişiyle konuşmuş biri olarak çıkardığım sonuç; yazarın benzer karakterleri yaratması ve onları başka hikayelerle bize sunması sebebiyle, ard arda okunmaması gerektiği oldu.

SONSÖZ:  

 Genç yetişkinler için çok daha duygusal bir kitap arıyorsanız yazarın Aynı Yıldızın Altında kitabını öneririm.  


Aynı Yıldızın Altında Yazıma Ulaşmak İçin Tıklayın
 

17 Ekim 2014 Cuma

Çekiliş #5 (Uğur Dalkılıç Sponsorluğunda)


Çekiliş Tarihi

17 - 24 Ekim
KAPANDI

 Herkese yeniden merhaba. Bugün sizlerle yeni bir çekiliş yazısı paylaşıyorum. Bir önceki çekilişin üzerinden kısa süre geçmesinin ardından Sayın Uğur Dalkılıç benimle iletişime geçerek yayımlanan şiir kitabı Aşk Değil Bu Sensin'i takipçilerimle paylaşabileceğimi iletti. 

 Daha önce hediye ettiğim tüm kitapların roman olması ve şiir sevenlerin de hoşuna gidebilecek bir şeyler yapmak istediğimden çekilişin bunun için eşsiz bir fırsat olduğunu düşündüm. 

 Kitabı elime aldığımda öncelikle Uğur Dalkılıç'a ait kapak tasarımı ve kalitesi dikkatimi çekti ki beklediğimden çok daha iyiydi. Şiirlere şöyle bir göz attığımda ise herkesin kendinden bir şeyler bulabileceği kanısına vardım.

 Bu güzel kitabı bana ve takipçilerime okuma fırsatı verdiği için Uğur Dalkılıç'a çok teşekkür ederim.

 Gelelim çekilişimize. Kitabımız diğer sponsorlu çekilişlerde olduğu gibi tam 10 KİŞİYE gidecek ancak tek fark katılımcıların yalnızca INSTAGRAM üzerinden alınması. Üstelik kazandığınız kitaplar Uğur Dalkılıç tarafından İMZALANACAK.

 Çekilişe katılmak için yapmanız gerekenler;


- Instagram hesabımı TAKİP ediyor olmanız ve paylaştığım çekiliş fotoğrafının altına KATILDIM diye yorum yapmanız yeterli olacaktır.

Not: Gizli profillerin çekiliş sonlanana kadar hesaplarını açık tutmaları önemle duyurulur. Lütfen birkaç kez KATILDIM ve benzeri yorumlar bırakmayın aksi halde katılımınız geçersiz sayılacaktır.


 Çekilişimiz 17 Ekim'de başlayıp 24 Ekim'de (00.00) sona erecek. Kazananlar random.org aracılığıyla belirlenip 25 Ekim'de INSTAGRAM üzerinden açıklanacak.

 Uğur Dalkılıç'a bir kez daha teşekkür ederken hepinize bol şans diliyorum.

 

16 Ekim 2014 Perşembe

Okuma Şenliği #5 (Alaska'nın Peşinde)

John Green - Alaska'nın Peşinde

16 - 28 Ekim

 Herkese merhaba. Bugün sizlerle Ekim ayında düzenlediğim ikinci Okuma Şenliği yazımı paylaşıyorum.

 Bildiğiniz üzere ay başında birçok kitap severle birlikte Paulo Coelho'dan Aldatmak'ı okuduk ve ben bu keyifli etkinlikten inanılmaz derecede zevk aldım.

 Şenliğe katılan ve bizimle kitap hakkındaki fikirlerini paylaşan herkese çok ama çok teşekkür ederim.

 Şimdi ise sıra Aynı Yıldızın Altında ile adından sıkça söz ettiren yazar John Green'in bir diğer kitabı olan Alaska'nın Peşinde'de.

 Açıkçası karşılaştığım olumsuz yorumlardan dolayı bu kitabı okuyup okumamak konusunda oldukça kararsızdım ancak sizden gelen oylamada yoğun bir talep görünce bunun da en az Aldatmak şenliği kadar eğlenceli olacağı düşüncesine kapıldım. 

  Peki şenliğe katılmak için yapmanız gerekenler neler?

- Alaska'nın Peşinde'yi 16-28 Ekim tarihleri arasında okumak
- Bu süreçte Instagram'da paylaştığınız kitabın fotoğrafına glorrrybooks 'u etiketlemek
- Ve şenlik sonunda paylaşacağım videonun altına kitapla ilgili görüşlerinizi yazmak 

 Umarım herkes için keyif verici bir şenlik olur.

 Bir sonraki yazımda görüşünceye dek kendinize iyi bakın ve kitaplarınızdan ayrı kalmayın.

10 Ekim 2014 Cuma

Kitap İncelemesi #32 (Bin Yüz Beş)



Bin Yüz Beş
Murat Turan

İkinci Adam Yayınları
393 Sayfa - Ciltsiz
#Tarihi Polisiye

★ ★ ★ ☆ ☆


Tarihçiden bir tarihi roman...

KAPAK:

 İkinci Adam Yayınları'ndan çıkan kitabın kapak tasarımını her ne kadar beğensem de, kalitesini yetersiz bulduğumu söylemeliyim.



YAZAR HAKKINDA:

 Evli ve bir çocuk babası, tarih öğretmeni Murat Turan, ilk romanı Bin Yüz Beş'te, mesleğinin getirisi olan tarihi hayal gücüyle harmanlayarak okuyuculara macera dolu bir hikaye anlatıyor.

Murat Turan ile Röportaj Yazıma Ulaşmak İçin Tıklayın



KONUSU:

 Hurufilik inanışına göre, sese ve harflere gizli anlamlar yükleyen kişiler, Osmanlı Sarayı'na kadar girmiş, hatta Fatih Sultan Mehmed'i bile kendi etkileri altına almışlardır. Bu durumu fark eden Müftü Molla Fahreddin Acem, kaygısını vezir Mahmut Paşa'ya dile getirmiş, onun yardımı ile Hurufilerin İslam dışı görüşlerini itiraf etmesini sağlamış, bununla da kalmayarak padişahtan aldığı izinle Hurufilerin katlinin caiz olduğunu ilan etmiştir.
 Şehzade Mustafa'nın, Mahmut Paşa'nın güzelliği dillere destan cariyesiyle yaşadığı yasak aşk sonrasında, işler daha da sarpa sarmış ve padişahın arkasından çevrilen oyunlar boy göstermiştir.


KİTAP HAKKINDA:

 Osmanlı'nın başarısını ve aynı zamanda eksiklerini dile getiren bu kitap, savaşın karşı taraftan nasıl algılandığını da gözler önüne seriyor.
 Kalkedonlu Soterios'un günlüğü sayesinde maceranın hız kesmediği kitabın, gerçek bir olay üzerine kurulu kurmaca bir eser olduğunu da belirtmeliyim.
 Bunun yanı sıra, yazarın o dönemleri yansıtan dili nedeniyle, yavaş ve tadını çıkararak okumanız gereken bu romanı birçok yabancı yazarın eseri kadar başarılı bulduğumu da söylemeliyim.


SONSÖZ: 

 Eğer tarih ve polisiye ilgi alanlarınız ise Bin Yüz Beş'i okumanızı öneririm.

 

8 Ekim 2014 Çarşamba

Röportajlar #3 (Bin Yüz Beş'in Yazarı Murat Turan İle)


Murat Turan ile Röportaj 


 Herkese merhaba. Bugün sizlerle Bin Yüz Beş kitabının yazarı Murat Turan ile gerçekleştirdiğim keyifli sohbeti paylaşıyorum.

 Bundan birkaç hafta öncesinde kendisi benimle iletişime geçerek kitap hakkındaki düşüncelerimi önemsediğini belirtti. Murat Turan'a desteğinden ötürü çok teşekkür ederim.

 Dilerseniz hiç vakit kaybetmeden röportajımıza geçelim.

 Merhaba Murat Bey, öncelikle bana ve takipçilerime kitabınızı okuma fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ederim. Bize biraz kendinizden bahseder misiniz?

 1976 Gaziantep doğumluyum. 1999’ da Selçuk Üniversitesi Tarih Öğretmenliğini bitirdim ve o yıl Sakarya’da göreve başladım. Macera, bilimkurgu filmleri ve aynı tarz romanları severim. Fotoğraf ilgimi çeken bir başka uğraştır. Bu uğraşı daha disiplinli yapabilmek için Anadolu Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi Fotoğrafçılık ve Kameramanlık bölümünü okudum. Bu bölüm, uzaktan eğitim olmasına rağmen bana çok şey kattı diyebilirim.
Hala Sakarya’da ikamet etmekteyim. Yazarlık uğraşında beni her zaman destekleyen bir eşe ve iki buçuk yaşında kız çocuğa sahibim.

 Peki kitap yazmaya nasıl karar verdiniz?

 Çocukken fıkra, hikaye, başlarına gelen olaylar yada gezdikleri yerleri uzun uzadıya  ustalıkla anlatan, arkadaşlarımı gözlerdim. Kimi zaman anlattıklarında tutarsızlıklar yakalardım lakin o büyülü ortamı bozmamak için herkes gibi susardım. Sonra romanlarla tanıştım. Romanlarla o büyülü ortamın büyülü bir dünya olabileceğini gördüm. Konuşma, anlatma konusunda kendime güvenim yoktu lakin yazma konusunda bir şansım olacağını düşündüm ve lise yıllarında kısa hikayeler yazmaya başladım. Fakat bu ilk çalışmalarım çok acemiceydi. Zamanla yazmanında bir disiplin olduğunu anladım ve bu disiplinin kaidelerini öğrenmek için araştırma yapmaya başladım. Roman yazma sanatı, nasıl yazmalı vb. türde bir çok kitap okudum. Sonra sevdiğim tür olan polisiye ve tarihi romanlardan okuduklarımın  kendimce planlarını çıkarttım. Ve sonunda Bin Yüz Beş’i yazdım

 Bin Yüz Beş’i yazmanızda tarih öğretmeni olmanızın payı elbette büyük. Bunun yanı sıra nelerden ilham aldınız?

 Filmlerden, romanlardan, tarihle ilgili kitaplardan ve her 3 Mayısta tarihle ilgili internet sitelerinde ortaya atılan Fatih Sultan Mehmed öldü mü, öldürüldü mü? sorusundan diyebilirim. Osmanlı Tarihi ile ilgili akademik kitapları okumayı severim. Bunlar içinde en ilgimi çeken İsmail Hakkı Uzunçarşılı ve Enver Ziya Karal’ın Osmanlı Tarihi adlı eserini zaman buldukça okumaya çalışırım. Okurken ilginç bulduğum yerleri not alırım. Bin Yüz Beş adlı romanın ilk ortaya çıkışı sanırım bu kitabın II. Mehmed dönemi ile ilgili aldığım notlarda yer aldı.

 Kitapta yazılanlar bütünüyle gerçeğe mi dayalı yoksa bir takım hayal ürünleri içeriyor mu?

 Romanda geçen temel olaylar gerçek. Şehzade Mustafa’nın ani ve sebepsiz ölümü, sonrasında Veziriazam Mahmud Paşa'nın önce tutuklanması sonrasında idamı, Hurufilerin Edirne Sarayındaki faaliyetleri ve idamla sonuçlanan akıbetleri, Akkoyunlu Uzun Hasan’ın Avrupa Devletleriyle münasebet kurmak istemesi, Papanın ona Lodovico isminde bir elçi göndermesi ve bu elçinin Avrupa'ya dönüşte dolandırıcılık yapması…Tarihi gerçeklerden bazıları. Daha öncede dediğim gibi Osmanlı'nın en bilinen padişahlarından biri olan Fatih Sultan Mehmed'in ellili yaşlarda ölümü ile ilgili bugün bile farklı görüşler var. Kimi tarihçiler nikris hastalığından öldüğünü söylerken, öldürüldüğünü söyleyenler arasındada kimin öldürdüğü konusunda bir ittifak yoktur. Öldürüldüğünü söyleyenler bunu Memlük, Venedik, Papalık gibi devletlerin yapmış olduğu görüşündedirler. Bunca gerçek ve akedemik çevrelerce desteklenen görüş arasında bağ kuran Soterios isimli Bizanslının günlüğü ve ardından gelişen olaylar ise benim hayal gücüm.

 Bin Yüz Beş’i okurken ben kendi adıma kimi zaman Google’da araştırma yapma gereği duydum.  Peki ya siz yazım aşamasında çeşitli kaynaklara başvurdunuz mu?

 Tabiki. İlk araştırmamda Taşköprülüzade, Aşıkpaşazade, Tursun Bey, Dukas, dönemi anlatan önemli eserler olarak karşıma çıktı. Sakarya İl Halk Kütüphanesinden bulabildiklerimi okuduktan sonra internette araştırma yaptım. İnternet büyük bir bilgi yığınını önüme yığdı. Bunlar içinden birkaç kaynakta doğruluyabildiğim bilgileri not ettim. Uzun zaman alan ancak benim gibi meraklı biri için eğlenceli bir süreçti.

 İtiraf etmeliyim ki kitabı uzunca bir süreye yayarak, sindire sindire okudum. Kitabın yavaş ilerliyor olmasını yazım diline mi yoksa konuya mı bağlıyorsunuz?

 İkiside olabilir. Geçmişte yaşanması muhtemel bir hikaye anlatıyorum ve kahramanların bazıları gerçekten yaşamış insanlar; Fatih Sultan Mehmed, Mihailoğlu Gazi Ali Bey, Veziriazam Mahmud Paşa gibi. Geçmiş denince insanın ilk aklına gelen kim kimdi, ne zaman neler yaşanmıştı oluyor. Yani romanın dünyasında ayakta durmak, yürüyebilmek için kendine bir zemin arıyor. Ayrıca ilk romanım, aklımda geçenleri kağıda dökerken düşüncelerin akıcılığına uygun kelimeler bulamamış olabilirim. 

 Kitabın hitap ettiği belli bir kesim var mı yoksa herkes gönül rahatlığıyla okuyabilir mi?

 Roman yazmak ile ilgili kitaplar okurken ilgimi çeken ve herkesçe desteklenmesede benim aklıma yatan görüşe göre iki çeşit roman vardır. Bir insanın iç dünyasını anlatan romanlar(Durum Romanları). İki, insanın hareketlerini anlatan romanlar(Aksiyon Romanları). Romanım tarihi bir polisiye. Sanırım aksiyon romanları sınıfına giriyor. Bu tarz romanları seven herkes tarafından rahatlıkla okunabileceğini düşünüyorum.

İlk kitabınız olan Bin Yüz Beş’i yazarken karşılaştığınız sorunlar oldu mu?

 İki buçuk yıl süren bir çalışma olduğu için elbette oldu. Bazen günde beş altı sayfa yazarken bazen günlerce yazamadım. Olaylar bir yerde takıldı. Romanın dünyasında yaprak kımıldamadı diyebilirim. Ayrıca ilk yazmaya başladığım yerden ve plandan çok farklı bir yerde romanı bitirdiğim için çok zorlandım. ‘Bu iş beni aştı. Toparlamamın imkanı yok.’ Dediğim zamanlar da oldu.

Peki ya uygun bir yayınevi bulup, basım aşamasında neler yaşadınız?

 Aslında en zor kısmı burasıydı. Yazdığım çalışmayı dört yayınevine gönderdim. İkisinden çok nazik bir hayır cevabı aldım. İkisinden hala cevap alamadım. İnternette yaptığım araştırmada bunun çok normal bir durum olduğunu gördüm. Bugün çok tanınan bir kadın yazarın, yazarlıkta ilk yıllarını anlattığı videosunu izlediğimde ise umudum tümden kırıldı. Sonra kişisel destekli yayıncıkla karşılaştım. Bazı tereddütlerim vardı lakin eşimin desteklemesi ile ilk kitabımın basım aşamasına geçmiş olduk.

 Yazarlık yolunda hedefleriniz neler?

 Tarihi polisiyelere devam etmek ve anlatacağım hikâyelerle geçmişi daha elle tutulur hale getirmek,  bizim tarihimizle ilgisi olmayan kişilerin de rahatlıkla okuyacağı hikayeler yazmak istiyorum.

 Yeni bir roman yazmayı planlıyor musunuz?

  Evet. Akıncı Subaşısı Mustafa yeni bir serüvene adım atacak.

 “Başucu kitaplarım” diyebileceğiniz, beğeniyle okuduğunuz kitaplar var mı?

  Kızıltuğ(Abdullah Ziya Kozanoğlu), Siyah Kan(Jean-Christophe Grange)
, Da Vinci Şifresi(Dan Brown), Aklından Bir Sayı Tut(John Verdon) ve bu tarzlara pek uymayan Sana Gül Bahçesi Vaad Etmedim(Joanne Greenberg)

 Peki ya hangi yazarları okumayı seviyorsunuz?

 Abdullah Ziya Kozanoğlu , Orhan Pamuk, Christophe Grange, Dan Brown, John Verdon

 Şu anda okumakta olduğunuz kitap nedir?

 John Verdon -Şeytanı Uyandırma

 Biraz da kitap dışında sohbet edelim ne dersiniz. Bildiğim kadarıyla Ela adında dünyalar tatlısı bir kızınız var. Peki çocuklara erken yaşta kitap okuma alışkanlığı kazandırabilmek adına keşfettiğiniz yollar var mı?

 Öğretmenlikte bir düstur vardır. ‘Söyleme göster’ Kitap okuyan ebeveynlerin yanında büyüyen bir çocuk büyük ihtimalle kitap okuyacaktır. İki buçuk yaşındaki kızım annesini kitap okurken gördüğünde hemen kendi resimli kitabını bana yada annesine getirip ‘oku’ diyor. Sonra bir köşeye geçip kendi kendine kitaptaki resimlerden anladığını sesli bir halde anlatıyor.

 Sosyal medyanın okuma alışkanlığını sürekli hale getirebilmesi açısından etkili olduğunu düşünüyor musunuz?

 İyi yada kötü alışkanlıkların yayılmasında örnek almanın çok önemi olduğunu düşünüyorum. Sosyal medyada kitap okumanın keyifli halde sunulduğu fotoğrafların okuma alışkanlığına katkısı bence çok büyük. Aynı fotoğraflarda sigara yada içkinin güzellikleri anlatılsaydı durum ne olurdu sizce?

 Son olarak sizin röportajımızı okuyanlara söylemek istediğiniz bir şeyler var mı?

 Kitap… Konu bütünlüğü olan derli toplu kitaplar için söylüyorum. Somut dünyamızı hayalgücüyle, espirilerle, gerçeklerle, yalanlarla, kovalamacalarla ve sayamayacağım  daha bir sürü aksiyon ve durumla zenginleştiren uzun anlatımlardır. İnşallah okuyanlar kitabımı bu derli toplu kitaplar sınıfında görürler.

 Sorularıma verdiğiniz samimi cevaplar için çok teşekkür ederim.

 

7 Ekim 2014 Salı

Kitap İncelemesi #31 (Aldatmak) | Okuma Şenliği |

Aldatmak
Paulo Coelho

Can Yayınları
Çeviren: Emrah İmre
Özgün Adı: Adulterio
#Çok Satanlar
271 Sayfa - Ciltsiz

             ★ ★ ☆ ☆ 

 " Ne de olsa bazen kim olduğumuzu bulmamız için kendimizi kaybetmemiz gerekir. "

KAPAK:

 Can Yayınları tarafından geçtiğimiz günlerde piyasaya sürülen kitabın minimalist tasarımını şık ancak konuyla alakasız bulduğumu söylemeliyim.






YAZAR HAKKINDA:

 Simyacı ile tüm dünyada satış rekorları kıran Paulo Coelho, yeni romanı Aldatmak'ta da kendine has felsefik üslubunu barındırmakta.

 Simyacı'nın aksine bu kez daha hafif bir konuyu ele alarak "Aldatmak" kavramını irdeleyen yazar, çok geçmeden "Bestseller"lardaki yerini aldı.

Simyacı Yazıma Ulaşmak İçin Tıklayın

Aldatmak Kitabının Tanıtım Videosu


KONUSU:


 Linda (31), iyi bir işe, iki müthiş çocuğa ve herkesin arzulayabileceği bir eşe sahip başarılı bir gazeteciydi. Ancak tüm bunlar onun mutlu bir hayat sürdürdüğü anlamına gelmezdi elbette.
 Bundan birkaç hafta öncesine kadar Linda için yaşam, sorgusuz, sualsiz, tek düze devam etmekteydi. Belki de o yazarla gerçekleştirdiği röportaj olmasaydı uzun süreler de bu şekilde devam edecekti.
 Linda'nın gözlerinin açılmasıyla içinde bulunduğu duruma bakış açısı bütünüyle değişti ve git gide boşluğa batar oldu.
 Onu bu boşluktan kurtaracak tek kişinin ise çocukluk aşkı Jacop König olduğunu düşünüyordu.

KİTAP HAKKINDA:

 Yazarın sade dili sayesinde kolayca ilerleyen bu kitap, "Aldatmak" kavramını farklı gözlemlerle incelerken, bireyin yalnızlığına ve düşmüş olduğu çaresizliğine de değinecek.
 Her ne kadar konunun yeterince etkileyici bir biçimde işlenmediğini düşünsem de, Paulo Coelho'nun kalemine alışmak adına Aldatmak'ı okuyabilirsiniz.

SONSÖZ:

 Eğer macera dolu gerçek bir aldatma hikayesi arıyorsanız, Gerard Butler'ın başrolünde oynadığı İhanetin Bedeli (Butterfly on a Wheel) filmini kesinlikle izlemelisiniz.


İhanetin Bedeli Filminin Fragmanı 




 

1 Ekim 2014 Çarşamba

Okuma Şenliği #4 (Aldatmak)


Paulo Coelho 
Aldatmak

1 - 14 Ekim

 Herkese yeniden merhaba. Bildiğiniz üzere geçen günlerde sizden gelen talepler doğrultusunda Ekim ayında yeni bir okuma şenliği yapacağımı Instagram hesabımdan duyurmuş ve yine sizden hep birlikte okuyacağımız kitapla ilgili öneriler istemiştim.

Instagram Hesabıma Ulaşmak İçin Tıklayın 

 Bu şenlikte her zamankinden farklı olarak kitap seçimini zevkine güvendiğim siz değerli takipçilerime bıraktım.

 Paylaştığım fotoğrafın altına yorum yaparak fikirlerini benimle paylaşan herkese teşekkür ederim. 

 Onca güzel kitabın arasından seçim yapmakta bir hayli zorlandım mümkün olduğunca herkesi memnun edecek benim de okumayı çok istediğim 6 seçeneği sizlerin oylamasına sundum.




- Gabriel Garcia Marquez / Kırmızı Pazartesi
- John Green / Alaska'nın Peşinde
- Yekta Kopan / Aile Çay Bahçesi 
- Paulo Coelho / Aldatmak 
- Zülfü Livaneli / Bir Kedi Bir Adam Bir Ölüm
- Khaled Hosseini / Ve Dağlar Yankılandı





 Oylama sonucunda Aldatmak ve Alaska'nın Peşinde eşit oylar alınca neden iki şenlik birden yapmıyorum dedim. Üstelik bu şekilde daha fazla kişiyle fikir alışverişi yapmış olacağımızı düşündüm ve şimdi Ekim ayındaki ilk şenlikle karşınızdayım.


 Daha önce Okuma Şenliğine katılmamış olanlar için kısaca bilgi vereyim.

 Okuma Şenliği, birçok kişinin aynı kitabı okuyup üzerinde görüş bildirmesi üzerine kurulu bir etkinlik. Önceki şenliklerimde kitap severlerle Marc Levy'nin iki kitabını okumuş ve bilim kurgu tarzındaki kitaplarla ilgili tatlı bir sohbet etmiştik. Bu sayede hem birbirimizin beğenileri hakkında daha fazla bilgi edinmiş hem de okurken çok da önemsemediğimiz noktalara bir başkası tarafından daha da dikkat etmiştik.

 Peki okuma Şenliğine katılmak için yapmanız gerekenler neler?

- Paulo Coelho'nun Aldatmak'ını 1-14 Ekim tarihleri arasında okumak
- Bu süreçte Instagram'da paylaştığınız kitabın fotoğrafına glorrrybooks 'u etiketlemek 
- Ve şenlik sonunda paylaşacağım videonun altına kitapla ilgili görüşlerinizi yazmak 

 Şenlik 14 Ekim'de sona erecek ve hemen ardından 16 Ekim'de ikinci şenliğimiz başlayacak.

 Umarım sizler de bu şenlikte en az benim kadar eğlenirsiniz.

 Bir sonraki yazımda görüşünceye dek kendinize iyi bakın ve kitaplarınızdan ayrı kalmayın.

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...